Plastik Cerrahi ve Sanat

Tıp bilimi ve cerrahinin insanın dış görünüşünü en çok değiştirebilen bilim dallarından ilki kuşkusuz Plastik Cerrahi’dir. Bir hastanın burun, meme, karın başta olmak üzere dış görünüşünde beğenmediği bir organ varsa Plastik Cerrahi bir bilim olarak devreye girip istenilen değişiklikleri imkanlar dahilinde uygulayabilir.Yapılabilen değişiklikler her zaman arzu edilen kadar büyük olamayabilir. Burada hastanın psikolojisi, yaşı, cilt yapısı, genetik özellikleri, daha önce cerrahi geçirip geçirmemesi gibi pek çok faktör devreye girer.

Dış görünüşü ciddi şekilde değiştirebilen Plastik Cerrahlar için ‘sanatkar’ nitelemesi yapılmaktadır. Çünkü bir heykeltıraş yontarak eserinde değişiklik yapabilirken bir plastik cerrah ameliyat yaparak hastasına yardımcı olabilir. Plastik Cerrahi ameliyatının sonucunun başarılı olduğu betimlemesi için yapılan bir nevi iltifat olan ‘sanatkar’ veya ‘Plastik Cerrahi sanatı’ ifadeleri son zamanlarda maksadını aşar hale gelmiştir.

Heykel, resim veya başka bir sanatta uygulanan özne cansızdır, sanatkarın yaptığı değişikler, oluşturduğu gibi yıllarca durabilir. Ancak ne yazık ki plastik cerrahın yaptığı değişikler sadece cerraha değil hastanın da kimi özelliklerine bağlıdır. Aynı cerrah aynı ameliyatı yapsa dahi her hastada aynı sonucu alamayabilir. Plastik cerrahide özne insan olduğu için ameliyat bölgesinde sinir, damar gibi hayati unsurlar mevcuttur. Bir heykeli yaparken fazla yontarsanız en kötü ihtimal baştan başlarsınız ama bu şans biz plastik cerrahlar için çoğu zaman mümkün değildir. Öte yandan özellikle meme, yüz ameliyatları başta olmak üzere pek çok estetik girişimin sonucu yıllar içinde yaşlanma ve yerçekimine bağlı olarak değişebilecektir.

Peki, iyi heykel veya resim yapan bir cerrah aynı başarıyı cerrahide gösterebilir mi? Şüphesiz gösterebilir ancak bu başarısının altında yatan ana etmen cerrahın sanatkar olması değil yıllar boyu aldığı eğitim, yaşadığı tecrübe ve bilgi birikimidir. Bir cerrah ilgilendiği sanatın cerrahisine olumlu etkisi olduğunu belirtebilir. Ancak başka bir cerrah ‘Ben çok güzel elbise dikerim, terziliğim bana fayda veriyor’ ya da ‘Fotoğrafçılık yapmam ışık oyunlarına daha hakim olmamı sağladı’ diyebilir. Sanat bir yetenektir, her insanda bulunmaz. Cerrahi de yetenek gerektirmekle birlikte bir cerrahın ‘iyi’ olabilmesi için en önemli silahı ‘bilgi’dir. İstediği kadar yetenekli olsun hangi sinirin nereden geçeceğine hakim olmayan, çeşitli ameliyat tekniklerinin avantaj ve dezavantajlarını özümsememiş bir cerrahın yaptığı heykelin cerrahisine etkisi kişisel tatmin ve reklamdan öteye gidemez.

Plastik cerrahların ‘sanatkar’ olduğu iddiası gerçeği yansıtmayıp, sanatkarların yetenek ve emeklerini küçümserken hastaları gerçek dışı beklentiye sokan yanlış bir yaklaşımdır. Plastik cerrahlar her meslek grubu gibi toplumun birer ferdidir doğal olarak bu meslek mensupları arasında çeşitli sanat dallarına yetenekleri olanlar olacaktır. Söz gelimi bu satırların yazarı plastik cerrahlık mesleğini icra etmektedir, aynı zamanda çeşitli müzik aletleri çalmakta, resim ve edebiyata ilgi duymaktadır. Ancak tüm bu uğraşlar profesyonellikten uzak amatör hobi olarak devam etmektedir. Zaten bir plastik cerrahın hem cerrahlığını devam ederken hem de heykeltıraşlık vb başka bir mesleği profesyonel olarak yapması mümkün değildir.

Unutulmamalıdır ki plastik cerrahi öğretileri sırasında sanata dair bir eğitim yoktur. Bir cerrahın sanatla uğraşması her hangi bir insanın sanatla uğraşması kadar doğaldır, bunun ilan edilmesi ise cerrahi başarıyı arttırmaktan ziyade ticari bir tanıtım olarak değerlendirilebilir.

Yorum bırakın

tr_TRTurkish
Scroll to Top